“Aldırma yaşa, hayat bir damla suysa, içilmez kana kana, bugünü yaşa, bu anı yaşa…”
Bu akşam teyzelerimle kız kıza benim uzun zamandır gitmek için yanıp tutuştuğum bir oyunu izlemeye gittik: Shirley.
Benim açımdan Sumru Yavrucuk, Türkiye’nin sayılı Meryl Streep’lerinden birisi. Güzel, yetenekli, canlandırdığı ne olursa olsun, insanı o harika oyunculuğuyla alıp bir yerlere götüren müthiş bir kadın.
Kendisiyle ilgili tanımıma bu akşam yeni bir tamlama daha ekleyeceğim: (Diğerlerini izlemedim ama) Sumru Yavrucuk, dünyanın en tatlı Shirley’si 🙂 Bu arada, sadece oynamıyor, oyunu yönetiyor da kendisi!
Oyun, Shirley Valentine isimli, komik, kendi halinde, maskesiz, tatlı bir ev hanımının hayatını sorgulaması ve eline bir an da geçen uçak biletiyle birlikte başlayan değişiklikler üzerine, diyeyim (özetle) 🙂 Yakından bilebileceğimiz bir hikayesi var aslında Shirley’nin. O kadar sıcak, o kadar içimizden birisi ki… Gerisini söylemiyorum, gidin, izleyin, gülün, eğlenin ve tabii ki eğlenin. Bir de o güzeller güzeli ruhu ve mis gibi sesiyle oyunun müziklerini bize aktaran, şarkıları söyleyen, gitarını çalan ve Sumru Yavrucuk’a sahneden eşlik eden sevgili Selmin Artemiz’i de dinleyin. Oyuna Selmin’in o güzel sesiyle başlamak öyle tatlı ki… Otomatik olarak “tamam, sıcacık bir oyuna geldim” diyorsun içinden 🙂
Teyzelerimin Selmin ve müzikler için yorumu şu oldu: “Oyuna ayrı bir hava katmış, oyunu ayrıca sıcaklaştırmış, sesi çok güzel, ne tatlı bir kızdı.. ” Aynen öyle. İnsanın ruhu güzel, yetenekleri de kuvvetli olunca, sonuç bu oluyor işte.
Bir şey daha var: Dekor ve kostümler çok tatlı. Yani resmen o mutfaktaydık ve sonra resmen Bodrum’daydık 🙂
Evren Ercan’dan da bahsetmek istiyorum: Genç yaşına rağmen benim vizyoner diye tanımlayacağım bir oyuncu Evren Ercan. 2013’te Tebdil-i Mekan Prodüksiyon Tiyatrosu’nu kuran Evren, Shirley’i çevirirken o kadar temiz bir dil kullanmış ki helal olsun demek istiyorum… Ruhunuzu okşayan bu oyunca insan tek bir şeyin eksikliğini hissediyor: Bir kadeh kırmızı “şarap içmek !” 🙂