Gerçekten çok kültürlü bir şehir Amsterdam. Yemek konusunda kesinlikle sıkıntı yaşamayacağınız bir nokta. Önce Amsterdam’a özgü yiyeceklerle başlayalım, sonra da güvenli tarafta olanlar, pimpirikli olanlar için daha geleneksel, global, bilindik yiyeceklere girelim, ne dersiniz?
Gerçekten Amsterdam’a Özgü Ne Gibi Yiyecekler Var?
Haring ya da herring (çiğ ringa balığı)
Lakerda severseniz, bunu da sevebilirsiniz, ancak çiğ ve ya tütsülenmiş balık ve deniz ürünü tadından hoşlanmıyorsanız, denemek için kasmayın. Haring farklı şekillerde sunuluyor. Biri sandviç içinde olanı.
Çiğ ringa balığı filetosunu sandviç ekmeğine koyuluyor, üzerine küçük küpler halinde doğranmış tatlı kornişon turşusu ve soğan konuluyor. Sokak tezgahlarında satılıyor.. “Broodje” ve “brood” kelimeleriyle sık sık karşılaşacaksınız. Ekmek, ekmekçik demek. Sandviçe refere ediyor gibi düşünebilirsiniz. İşte haring yani ringa balığını broodje olarak isterseniz ekmekle gelecek demek. Bir de bunun tabakta satılan versiyonu var. Aynı içeriği düşünün. Onun bir ritüeli var. Filetoyu kuyruğundan tutarak kaldırıyor, sonra da tüm balığı ağzınıza atarak yiyorsunuz da biz bunu asla beceremedik. Namık bir kere yedi, ben Albert Cuypmarkt’ta sandviçini denedim, ama çiğ balıkta zorlandım. Oysa lakerdaya bayılırım ama işte lakerda da aylarca tuzda bekliyor 🙂 Başka bir olay.
Vishandel – Balık ve Deniz Ürünleri Büfeleri ve Satıcıları
Morina (haddock, kabeljauw), ringa(haring), somon(zalm), uskumru (makreel), yılan balığı(paling), pisi balığı (schol, heilbot) ve ton balığı (tonijn) bu tip sokak büfe ve tezgahlarında çokça karşınıza çıkacak balık tipleri. “Vishandel” balıkçı demek. Vishandel ile başlayan tezgah, dükkan ve büfelerde çok çeşitli deniz ürünü bulabilirsiniz. Bir kere karides seviyorsanız, cennettesiniz. Ben bayılırım. Amsterdam’a tekrar gidince hele de Volendam’daysam tekrar tekrar yiyeceğim 🙂 O kadar lezzetli ve güzellerdi. Karides (garnalen), midye (mossel), kalamar (inktvis),yengeç (krab) gibi deniz ürünleri salata ve kızarmış(gebakken) olarak çokça göreceğiniz çeşitlerdir. Mezeler, soslar da mevcut. Morina, ringa, uskumru, somon, ton, yılan balıkları fileto ve ya küçük parçalar halinde kızartılarak, salamura ve tütsülenmiş olarak farklı hallerde sunuluyor. Bu büfelerde önceden hazırlanmış bu yemekleri ister sandviç, ister porsiyon olarak alabilirsiniz. “Gerookte ”, tütsülenmiş, “gebakken” kızarmış, “gegrild” ızgara, “gekookt” buğulama, “gepocheerd” haşlanmış demek. Büyük balık büfelerinde ve restoranlarda elbette suşi ve ızgara deniz ürünleri bulmak da mümkün. Eerste Constantijn Huygensstraat 92 numaraadki Volendammer Vishandel Smit oldukça ünlü balıkçılardan biri mesela. Albert Cuypmarkt’taki Fishmongers Albert Cuyp’un da önündeki ahşap masalarda denemeler yapmak mümkün 🙂
Bir bilgi “kip” tavuk, “biefstuk” veya “rundvlees” biftek, “lambsvlees” kuzu eti,” “vis” balık, “worst” sosis, “rookworst” tütsülenmiş sosis demek.
Peynir yani Kaas
Amsterdam, en az Fransa, İsviçre ve Almanya şehirleri kadar peyniriyle anılabilecek bir noktada. Özellikle Gouda ve Edam peynirleri lezzetli ve her damak tadına hitap eden versiyonlarıyla sevilen peynirler. Her yerde sıkça karşınıza çıkacak peynir mağazalarında özellikle Gouda peynirinin farklı türleri tabaklar içinde tadım amacıyla mağazanın çeşitli yerlerinde müşterilere sunuluyor, ikram ediliyor. Bunları deneyebilir, satın alabilir, yiyebilirsiniz. Birçok pastane, fırın ve kafede ayrıca marketlerde çok çeşitli peynirli sandviçler satılıyor, servis ediliyor. Peynir çok pimpirikli olan ya da peynir sevenler için Amsterdam’da kurtarıcı bir gıda.
Ben Gouda’nın keçisini (geitenkaas) ve kimyonlu (komijnekaas) versiyonunu ekstra bir sevdim, tavsiye ederim. Ayrıca yaşlandıkça daha lezzetli oluyorlar. 1 yılın üstündekileri tercih edin. Mümkünse 48 aya yakınları 🙂 Gouda dışında onlarca peynir var elbette. Edam da bunlardan biri. Malum Edam peynir marketi ve peyniriyle meşhur bir kasaba.
Ayrıca Maasdamer, Leerdamer, tuinkruiden dediğimiz otlu, bahçe otlu peynirler de deneyebileceğiniz diğer türler arasında 🙂
De Kaaskamer, Henri Willig Cheese, Cheese Company rahatlıkla peynir deneyebileceğiniz ve satın alabileceğiniz zincirler. Ayrıca Albert Heijn marketleri de buna güzel bir alternatif olabilir. Ancak markette deneme yok tabii ki!
Pannenkoeken
Krep ve pankek yine çok tüketilen bir başka yemek. Krep yemeden dönmeyin derler, vallahi bana bir de krep yiyecek ne zaman ne yer kaldı 🙂 Ama siz isterseniz The Pancake Bakery, Upstairs, Boerderij Meerzicht, Carrousel, Pancake Amsterdam önerilen isimler arasında. Sadece krep gibi düşünmeyin tabii, pankek ve waffle da sunulan diğer tatlılar arasında.
Poffertjes
Büfelerde, Pazar tezgahlarında, restoranların tatlı menülerinde görebileceğiniz aslında mini pankek-krep kıvamında bir Amsterdam spesiyalitesi 🙂
Appelgebak
Bol kremayla sunulan elmalı tart. Batı ve Kuzey Avrupa ülkelerinde elma sıkça karşımıza çıkıyor, özellikle turta, tart, kek versiyonları çok seviliyor. Burada da aynı şey 🙂
Patat Frites
Patates kızartması… Amsterdam en az Brüksel kadar patates olayını içselleştirmiş gibi 🙂 Sokakta yürüyen her 10 insandan 1’ini elinde kızarmış patatesle dolanırken görebilirsiniz. Önlerinde kuyruklar uzayan minik dükkanlarında kızarmış patates satan markalar, bu patatesleri farklı boylarda satıyorlar. Üstlerine de çok çeşitli soslar ekliyorlar. Vleminckx Vlaamse Friteshuis, Vlaamse Frites farklı soslarıyla abartıya kaçmadan denemeniz gereken noktalar.
Geleneksel Amsterdam Yemekleri
Ertweensoep, tütsülenmiş sosisli yoğun kıvamlı bir bezelye çorbası. Yanında genellikle çavdar ekmeği ile sunuluyor.
Stampot, vallahi ben hiç denk gelmedim girdiğim restran ve kafelerde ama çok klasik bir Amsterdam yemeği deniyor. Kıvırcık salata, hindiba, patates püresi ve jambondan oluşan bir yemekmiş.
Bitterballen, kafe ve barlarda, içecek yanına sunulan, yağda kızarmış içi yumuşak, dışı çıtır köfteler. Patates, peynir ve karides kroket de sık karşılaşabileceğiniz yemekler.
Stroopwafel her yerde karşınıza çıkacak bir atıştırmalığa dönüşmüş. Aslında özünde krep ve pankekçilerde üzerine Stroop denen kıvamlı bir şurubun gezdirildiği büyük bir krep ama artık bizim de Türkiye’de iyi bildiğimiz sert gofret kıvamında, yuvarlak ve ince iki waffle diliminin arasındaki karamel şurubundan oluşan tatlı olarak tanıyoruz kendisiniz. Albert Heijn’dan kendinize alabilirsiniz. Ayrıca Amsterdam’a özgü bir hediyelik olarak çikolata yerine alıp sevdiklerinize hediye edebilirsiniz 🙂
Endonezya Etkisi: Rijsttafel
Ülkede ciddi bir Endonezya mutfağı kültürü var. Biz deneyimlemedik ancak her Amsterdam yazısında okuduğumuz, Amsterdam’a giden başka ziyaretçilerden de duyduğumuz bir olay bu. Oradan gelen bir Rijsttafel olayı var: Bir tepsi düşünün. Pilav, erişte başrolde ve birçok meze, baharatlı yemek, et, balık, sebze, soslar ve tatlı da buna eşlik ediyor. Kalabalık olsak yapardık 🙂 Denemedik. Bir sonraki sefere dedik 🙂
Churros
Pek Amsterdamlı sayılmaz ama sokaklarda sıkça karşınıza churros satan tatlıcılar çıkıyor. Ben churros’ı üzerine nutella falan dökmeden çok seviyorum. Nedir Churros? Bizim kerhane ve tulumba tatlılarımızı düşünün. Biz şerbet döküyoruz, değil mi? Churros şerbetsiz hali. Külah şeklinde bir kağıda konuluyor. İster Nutella ister pudra şekeri serpilerek servis ediliyor. Ben azıcık pudra şekeri dökülmüş halini seviyorum.
Suşi
Amsterdam’da suşi cidden çok başarılı. İster Momo gibi elegan restoranlarda yiyin ister Albert Heijn marketlerinin günlük stantlarından alıp atıştırın. Şaşırtıcı biçimde taze, lezzetli suşiler sizi bekliyor.
Maoz Vegeterian ve Ünlü Falafel Sandviçleri
Maoz Vegeterian, Amerikalı bir falafel zinciri. Falafelleri cidden çok lezzetli. İster pide içinde sandviç olarak, ister açık büfe salatasının üzerinde falafel alabiliyorsunuz. Sunumları pratik ve başarılı. Birçok yerde karşınıza çıkabiliyor. Eğer düz pide içinde isterseniz, size pidenizin içinde falafeli veriyorlar. Sonra siz açık büfeden istediğiniz meze ve salata tipiyle pidenizi doldurabiliyorsunuz. Çok ferah, taze, sağlıklı, lezzetli ve doyurucu bir kombinasyon ortaya çıkıyor. Baharatlı nohut köfteleri ferah, taze, sulu salata ve çeşnilerle birleşince çok keyifli oluyor.
Ben bu takıntıyı pek anlamasam da Türkiye’den yurt dışına giden insanlarda genellikle “Et kokuyor, yiyemem” yorumları duyuyorum. Yani domuz eti yemeyebilirsiniz, tabii ki. Ancak adamlar da yatıp kalkıp ve sadece domuz eti yemiyor ki! Kırmızı ve beyaz et türlerinin alasını yiyor, üstüne de geyik, kaz, tavşan, ördekle çeşitlendiriyorlar 🙂 Kırmızı et, her yerde kırmızı ettir, unutmayın 🙂
Tüm bu açıklamaya rağmen yine de “Ben et yemem”, “Ben hızlı, doyurucu, sağlıklı opsiyon arıyorum, ekmek de isterim” veya “Vejeteryanım” diyenler, size Maoz’u gönül rahatlığıyla önerebilirim. Bu arada falafel Türkiye’deki kötü örnekleri gibi mideyi yakmıyor. Sandviçte aslında her şey fiyata dahil. Ancak birkaç sos-meze türü ek ücrete tabi. Örneğin ben pidemde humus, avokado sosu, babagannuş da isterim derseniz, ek bir ücret karşılığı pidenin içine sürüp falafeli koyup sandviçinizi veriyorlar. Sonra yine açık büfe operasyonu 🙂
Ek falafel isterim derseniz, onu da baştan belirtmeniz iyi olur 🙂 Ek falafel de ücrete tabii.. Ancak sandviç o kadar büyük ki gerek kalmıyor 🙂 Dilerseniz salata ya da pilav üzerine de alabiliyorsunuz. Sadece falafel de satın alabilirsiniz. Ben hepsini denedim. Sandviç en iyisi. Pideleri çok lezzetli 🙂 Bu arada çeşitli taze sıkılmış meyve suları ve smoothy opsisonları da var. Makul fiyata iyi ve doyurucu bir besin içeriği için Maoz.
Noodlecılar, Pirinçiler, Erişteciler Wok to Walk’a
Ben noodle isterim derseniz, uluslararası bir marka önereceğim size: Wok to Walk ‘un Amsterdam’da 4-5 şubesi var. Biz yine Leidsestraat üzerindekine oturduk. Porsiyonlar gayet büyük. Önce bazı seçiyorsunuz: İşte efendime söyleyeyim yumurtalı noodle mı olsun pirinç noodle mu pirinç mi diye.. Sonra içine konacak garnitürleri ve eti seçiyorsunuz. 3. olarak da sosu seçiyorsunuz. Gayet lezzetli, uygun fiyatlı. İsterseniz paket olarak da alabiliyorsunuz. Restoran hep çok kalabalık, onu söyleyeyim. Detaylar için tıklayın.
Etçiler
Et yemek istiyorum derseniz çok nokta var ama biz sadece bir Arjantin lokantası olan Rancho Steak House’u denedik. Biftek, antrikot, pirzola tabakları gayet doyurucu, fazla bile geliyor. Ancak ben çok da lezzetli bulmadım. Yalnız çalışanları pek de nazik bulmadım.
Çorba
Çorba isteyenlere bir öneri: Soup on Zo. Rijksmuseum’a yakın ve çok çeşidi olan bir çorbacı. Paket olarak da alabiliyorsunuz. Bizde buna sırada gelmedi. Ancak çok beğenildiğini ben de yorumlardan ve öneri listelerinden görmüştüm. O yüzden sizinle paylaşmak istedim.
Global Fast-Food Markaları
Yok ben kesinlikle bildiğimi yerim diyenler için, dünyanın neresinde olursanız olun burgerine burger diyemediğimiz Burger King havalimanı da dahil her yerde karşınıza çıkabilir. Tüm global fast food zincirlerini Amsterdam’da rahatlıkla bulabilirsiniz: KFC, Arby’s, Burger King, Mc Donald’s, Domino’s Pizza, Papa John’s… Yani yemek konusunda çok sorunluysanız, içiniz rahat olsun.
Maalesef benim tek sevdiğim fast-food zinciri Quick ‘in Amsterdam’da şubesi yok 🙁
Amsterdam’s Özel Otomat Fast-Food Markası FEBO
Hamburger ve fast-food’da değişik bir opsiyon daha var: FEBO. Bir kasa sistemi düşünün, bir otomat sistemi. Her gözde hamburger, cheeseburger, peynir ve ya patates kroket, sosis, turta falan var. Bozuk para atıyorsunuz, ne istiyorsanız alıyorsunuz. Aşırı hızlı, süper lezzetli olmasa da anlık ihtiyacınızı hızlı giderebileceğiniz bir fast-food zinciri. Çok sık karşınıza çıkan, Amsterdam’a özgü bir marka FEBO. Acelemiz olduğunda, aniden çok acıktığımızda, önümüzde bir FEBO var ise değerlendirdik. Bana göre hamburgeri resmen okul kantini hamburgerinden hallice. Ancak insan otomat sistemini denemek istiyor. Çok ucuz ve çok hızlı 🙂
“İlla Burger” Diyenlerden misiniz?
Burgerden devam edelim: Burgerij, Halte 3, Bar Lempicka, Walter Woodbury Bar, Ellis Gourmet Burger, The Butcher Amsterdam, Brouwerij Troost, Burgerlijk Amsterdam, Burgermeester, Burger Bar, Cafe de Walvis, Cannibale Royale, Thrill Grill, Cafe ‘t Gasthuys hamburgerleri için hep iyi yorumlar alan noktalar.Güvenli tarafta olmak isteyenler ya da hamburger aşıkları, bu isimlere denk gelebilirseniz, epey iyi yorumları var, bir deneyebilirsiniz. Ben hiç birinde yemedim, deneyeceklerimden bu standart opsiyona vaktim kalmadı 🙂
Dilim Pizzacılara New York Pizza
Pizza için dilim pizza alabileceğiniz bir nokta olarak size New York Pizza’yı önerebilirim. Biz mi aşırı açtık, oranın pizzalarımı güzeldi bilmiyorum ama yediğimiz pizza dilimlerinden çok memnun kaldık. Çokça şubesi var. Biz Leidsestraat üzerindekini denedik.
“Simitçiyiz Biz” Diyenlere Simit Sarayı
Türküm, midem kalkar, güvenemem, ille de simit derseniz, Damrak meydanına açılan sokaklardan birinde gayet yoğun talep gören bir Simit Sarayı var 🙂 Bir de merkezin güneybatısına doğru, Kinkerstraat’da.
Mantarlar ve Berryler Ülkesi
Kuzeydesiniz. Marketlerdeki mis gibi kırmızı yemişleri es geçmeyin. Ben her gün yaban mersini, ahududu falan aldım, yedim. Hem çok sağlıklı bir antioksidan hem süper lezzetli bir meyve. Ayrıca marketlerde çok çeşitli mantarlar var. Mesela cantarel, beyaz ve kahverengi şimeji, enoki tiplerinin hepsini marketlerde makul fiyatlara bazen melanj paketlerde bulabilirsiniz.…Eğer ev kiraladıysanız alıp yapabilirsiniz 🙂 Albert Heijn ve diğer marketlere girin bence 🙂
Alkollü İçecekler: Hollanda Cini Jenever ve Bira
Alkollü içeçecekler konusunda yine bir cennettesiniz: Hollanda cini jenever en geleneksel alkollü içeceklerinden biri: Jonge (taze) daha keskin bir tada sahip. Oude (eski) jenever ise daha yumuşak içimli bir cin türü.
Çokça birahane, eski pub, geleneksel kahverengi kafe, tadım evi (proeflokaalen) var ve buralarda denemeler yapabilirsiniz. İlgili yazım için tıklayın.
Kahve işi Avrupa’da Hep Kolay
Her noktada kahve içebilirsiniz bence. Amsterdam’da bolca Starbucks var.
De koffiesalon, Amsterdam’da 7 noktada karşınıza çıkabilecek bir kahve zinciri. Biz Eerste Constantijn Huygensstraat’taki şubesinden kahve ve kruvasan aldık. Keyifli bir ortamı var. Mesela Vondelpark’a gitmek isterseniz, çıkışta veya başlangıçta dinlenmek için güzel bir nokta. Web sitesi için tıklayın.
Coffee Company, Amsterdamlı bir kahve zinciri. Nereye dönseniz karşınıza çıkıyor desem yeridir. Çok beğeniliyor. Web sitesi için tıklayın.
Chocolaterie Pompadour, ünlü bir çikolatacı. Aynı zamanda Amsterdam’ın çay salonları ve kafeleri arasında da adı geçenlerden biri. Ayrıca Arnold Cornelis de öyle. Buralarda çeşitli çay ve kahve çeşitlerini deneyebilirsiniz.
Warmoesstraat’daki Metropolitan dondurma, tatlı, çay, kahve ve diğer sıcak soğuk içecekler için uygun bir nokta.
Avrupalı Süpermarketlerin Yıldızlarından Biri Albert Heijn
Fransız Monoprix ve Avusturyalı Billa Corso kadar sevdiğimi bir başka supermarket zinciri de Albert Heijn. Bolca şubesi var. Bunların bazıları ekspres şubeler. Buralardan çay ve kahve alabilirsiniz. Elbette atıştırabileceğiniz ve karnınızı doyurabileceğiniz kuruvasan ve hamur işi çeşitleri, sandviçler de bu noktalarda bulabileceğiniz diğer ürünler. Biz hemen her sabah burada kahvaltı ettik. Otelimizden kahvaltı almak istemedik.
Büyük Albert Heijn’lar kesinlikle çok başarılı. Biz gıda şeklinde getirdiğimiz hemen her şeyi oradan aldık.
Ekolojik Ürünlerin Adresi Marqt
Marqt, ekolojik ürünlerin satıldığı bir market zinciri. Gerçekten çok çeşit var. Çoğu ürün Türkiye’de kolay bulunmayan cinsten ve makul fiyatlı. İlk kinoamı Amsterdam’dan almıştım mesela. O sırada Türkiye’de kinoa çok pahalıydı. İnsan bu tip marketlerin içinden çıkmak istemiyor. : )
Sağlıklı İçecekler ve Atıştırmalıklar
Amsterdam’da sağlıklı meyve suları, smoothieler ve antioksidan içeriği yoğun salatalar, besin değeri yüksek ve kalorisi düşük sandviçler, glutensiz veya organik gıdalar satan kafeler, kafe-marketlerle sıkça karşılaşabiliyorsunuz. Bu konuda hassas olanlar, içiniz rahat olsun. Stach, Pluk Amsterdam bunlardan bazıları.