Marka 2016‘nın gerçek anlamda diğerlerinden farklı ve en enteresan sunumu Alexandre Cadain‘indi. Geleceğin yaşam senaryoları üzerinde çalışan fütürist Cadain, hibrit zeka süreçlerinde uzmanlaşmış bir girişimci, bir tasarımcı ve aynı zamanda bir öğretim görevlisi. XPO Sanat Galerisi’nin direktörlerinden. Çok önemli projelerde aktif görev alıyor. Şu sıra, Mars’ta şehirler yaratmak üzerine odaklanmış bir inovasyon platformu olan Mars City Design ( Mars Şehir Tasarımı ) projesine dahil. Mars City Design nedir bilmeyenler için resmi lansman videosunu paylaşıyorum, ayrıca yukarıdaki linki tıklayarak platformun internet sitesine ulaşabilirsiniz:
Cadain, aynı zamanda XPRIZE’da IBM Watson AI XPRIZE’dan sorumlu. Uluslararası mimari ve kamusal sanat planları tasarlıyor. Yüzlerce bilim adamı, sanatçı ve tasarımcıyla etkileşim içinde çalışıyor.
Ben tam olarak ne dediğini anlamak için sonradan Cadain’in Fransızca çok daha detaylı başka bir sunumunu daha dinledim. Burada söylediklerini birleştirerek izah etmeye çalışacağım 🙂
Aya çıkan astronotlardan biriyle tanışan Cadain, orada olmanın nasıl bir his olduğunu merak etmiş, sorunca tanıştığı astronot, dünyanın küçük, mavi ve çok kırılgan gözüktüğünü, uygarlığımızda yarattığımız tüm sınırların hayali olduğunu fark ettiğini ve oradayken ülke ve sınır kavramlarının yok olduğunu düşündüğünü söylemiş. Tüm o kaosun ötesinde hepimizi bir araya toplayan çok önemli bir gerçek olduğunu fark ettiğini eklemiş: Dünyada olma şansına sahip olmamız!
“Kuşbakışı Etkisi” ( The Overview Effect ) denen bu durum, tüm astronotların deneyimlediği bir durummuş. Dünyadan uzaklaştıkça bunu hissederlermiş. Dünyadan ne kadar uzaklaşırlarsa onu o kadar özlerlermiş. Ancak bu, sadece kısıtlı sayıda insanın deneyimlediği hayata bakış açılarını tamamen değiştiren bir olay.Aşağıda bununla ilgili bir belgesel var:
Cadain, aynı zamanda, Fransa’nın en prestijli yüksek öğrenim kurumu École Normale Supérieure’ün Post Digitale Programı’nın da Koordinatör’ü. Bir konuşmasında, bu program çerçevesinde, bu tip yeni kaşiflerle tanışmak, konuşmak ve bu kaşifleri oluşturmak adına yolculuklar yaptıklarını, zamanda git-gel yaparak geleceğin iyi ve kötü neler getirebileceğini görmek ve bu bilgiler ışığında, daha iyi bir gelecek yaratmak için bugünden harekete geçmek için kullanmayı amaçladıklarını söylüyor. Çünkü aslında gelecek, hep olduğundan daha yakın ve bizim beynimizdeki algı, yani bugünkü geleceğe sahip olduğumuz algı, bizzat geleceği yaratan şey.
Katlı değer yaratan teknolojiler ve özellikle bilişim teknolojileri sayesinde, her türlü kurgu artık hızla gerçeğe dönüşebilir. Teknoloji ve gelecek hayallerimizin kendilerinden çok daha hızlı geliyor. Teknoloji ve bilim kurgu birbirinden inanılmaz etkileniyor. Bilim kurgu türüne ait romanların babası sayılabilecek Jules Verne’in romanları bilim topluluğunun hayal gücünü tetikledi. Tamamen bilim kurgu türünde yazılar içeren ilk dergi olan Amazing Stories’in yayımcısı Hugo Gernsback’ı düşünelim. (Gerçekten de Amazing Stories kapaklarına bakarsanız ne demek istediğimizi daha rahat anlayabilirsiniz. Bu kapakların onlarca film için ilham kaynağı olduğunu, ayrıca bunların gerçek hayata da geçtiğini görebilirsiniz)
Motorola’da çalışırken dünyanın ilk cep telefonunu tasarlayan ekibi yöneten mühendis Martin Cooper, Star Trek ( Uzay Yolu )’te Kaptan Kirk’ün kullandığı “communicator” dan ilham aldığını kendi ağzıyla ifade etmişti.
Steven Spielberg’ın Azınlık Raporu ( Minority Report ) isimli filmindeki bazı şeyler (precrime bölümleri gibi) bugün hakikaten var, örneğin LA Polis Departmanı’nın tahmin algoritması gibi..
İnsanlık son bir kaç on yıla dek doğrusal bir hızla ilerledi ve yaşadı, ancak son bir kaç on yılda ilerleme katlı bir hızla yaşanıyor ve bu iki eğri arasında ciddi bir kesiklik var. İşte, Dijital Sonrası Paradoksu ( The Postdigital Paradox ) önemli bir soru sorar: Gelecek zaman gelmişse sırada ne var? (What comes next when the future is already here? )
Edebiyat teorisyeni ve kurgusal dünyalar teorisinin kurucularından biri olan Lubomír Doležel, Heterocosmica: Kurgu ve Olası Dünyalar isimli kitabında, yaşadığımız gerçek dünya olası diğer dünyalarla çevrili, diyor.
Bütün bunları bir araya getirince, Mars Şehir Tasarımı platformuna ve XPrize’a katılmaya karar vermiş Cadain.
Xprize, yönetim kurulunda çok ünlü isimlerin olduğu, dünyayı iyi yönde değiştirmek için mümkün olan şeylerin limitlerini zorlamak, insanlığın gelişimini engelleyen büyük sorunları çözmek amacıyla yarışmalar düzenleyen ve kar amacı gütmeyen bir organizasyon. 2 temel amacı var: imkansızı yapılabilir kılmak ve insanlığın gelişimi ve faydası için radikal buluşları yarışmalar yolu ile teşvik etmek.
Xprize’daki ödüller içinde 2 önemli alandan 2 ödül örneğinden bahsetti Cadain: Biri dünyayı daha iyi bir yere çevirecek eğitimsel bir fikre bağışlanacak milyar dolarlık bir ödül, diğeri ise dünyanın en büyük mihenk taşlarından birisi olan AI ( artificial intelligence:yapay zeka ) teknolojisini geliştirerek insanların bu teknolojinin işbirliği ile dünyayı nasıl daha iyi bir yere çevirecek şekilde kullanabileceğini kanıtlamak. AI’nin sponsoru, IBM Watson Detaylar için XPrize internet sitesini burayı tıklayarak inceleyebilirsiniz.
Cadain bizimle Mars Şehir Tasarımı çerçevesinde Mars’ta bir yaşam alanı tasarlamak için dünya çapında mimar ve mühendislerin katıldığı yarışmanın finalistlerinden Karan Gandhi’nin tasarladığı Mars kolonisi Neurosynthesis ‘i paylaştı.
Bugünlerde pazarlama ile alakalı konferanslarda adet olduğu üzere XPRIZE -XTOPIA – HYPERLOOP isimlerini yine duyduk, ancak bu kez birinde bir program elçisi, birinin kurucusu olan bir isimden duymak daha etkiliydi.
Bu arada, Hyperloop, kendi kendine yeten bir enerji modeliyle çalışan, bir kapsül içinde uçak hızında otobüs bileti fiyatıyla seyahat edebilmemizi sağlayacak bir sistem. Vikipedi bunu “hız yuvarı” olarak çevirmiş. 600 bilim adamı ve mühendis şu an bunun üzerine çalışıyor.
Xtopia gerçekten enteresan bir proje. Mars’a ve 22. Yüzyıla gidip bir şeyler deneyimleyebildiğiniz bir platform düşünün, sonra dönüp geleceği şimdiden iyi yönde şekillendirecek adımlar atabileceğinizi… Detaylar için lütfen tıklayın!
Cadain sunumunu bitirirken şöyle dedi: Teknoloji is amoraldir ve kötü de olabilir iyi de… Ama büyük güç, büyük imkânları da beraberinde getirir. Bu gücü kullanın.