Bugün önemli bir turistik etkinlik haline gelen ve başlı başına kendisi de turist ve insan çeken bu mahalle, aslen randevu evleri, seks shopları, striptiz kulüpleri, canlı seks şovları, barları, diskoları, kulüpleri ve tiyatroları, literatür kapsamındaki müzeleri, ayrıca çeşitli kafeleri ve restoranlarıyla ünlü bir bölge.
Aslen kökleri 14. yüzyıla kadar dayanıyor. Denizcilerin isteği üzerine sunulan hizmetle başlamış. Bugün dediğim üzere, dünyanın en ünlü kırmızı fener bölgelerinden biri. Başka kırmızı fener mahalleleri de var ama burası gibi olduğunu sanmıyorum. Çünkü burada dolanırken anne-baba-çocuklu aileleri, tepelerinde bebekleriyle dolanan babaları görüyorsun. Aynı anda 15 dakika için ücret pazarlığı yapan genç delikanlıları ve onlar çıkınca alkışla tezahürat yapan arkadaşlarını görüyorsun. Bir yandan her cinsten seks işçisini çoğunlukla kırmızı ve arada mavi ışıklı vitrinlerinde türlü cilvelerle vücutlarını sergilerken görüyorsun ve tam karşılarında da onları izleyen meraklılarını.. Bir yandan canlı seks şovları için seks tiyatrolarının kapısında sırada bekleyen ve bunu bir turistik faaliyetin parçası olarak gören kızlı erkekli güruhu görüyorsun.
Enteresan erotik dükkanlar var. Yüzlerce çeşit prezervatifin esprili bir tasarım anlayışıyla sunulduğu Condomerie gibi enteresan mağazalar ve seks tarihi üzerine müzeler. Condomerie ve Sex Museum gecenin her saatinde dikkat çeken bir ziyaretçi kitlesiyle dolular.
Sen eline bir atıştırmalık almış yerken adeta bir açık hava fuarında kalabalık arasında dolanıyorsun gibi hissediyorsun. Tüm bu ortam her şeyiyle bir anda gerçeküstü ya da uçlarda olmaktan çıkıp sıradanlaşıveriyor. Çok normalmiş gibi. Hava tam da böyle.
Bölgenin tam ortasında yer alan De Oude Kerk (Eski Kilise)‘ in varlığına inat karşısındaki binanın kırmızı ışıklı pencerelerinde pazarlık sürüyor, perdeler kapanıyor, açılıyor.
Sevgilisinin eline sarılan bayanları birbirini dürtükleyerek kaçamak bakışlarla bir şeyleri paylaşan Ortadoğu-Anadolu coğrafyasına ait oldukları belli olan insanları, birbirine erotik mağazalardaki ürünleri göstererek türlü şakalar yapan her yaştan insanıyla Red Light District yani Kırmızı Fener Mahallesi gerçekten farklı bir turist atraksiyon.
Ortam herkesin hoşuna gider mi? Bilemem! Ama burası Amsterdam’ın önemli, oldukça iyi denetlenen ve gerçek bir parçası. Meslek ve sektör olarak değişik bir kabulleniş. Bize göre turistik aksiyon, çalışana göre iş yeri.
Önemli bir not: Sakın ha vitrinlerdeki insanların fotolarını çekmeyin! Bence açık terbiyesizlik olduğu gibi orada da hem çalışanlardan hem de onlardan sorumlu olanların sert karşıladığı bir mesele. Galiba yasak. Perde kapalıysa anlaşma yapılmış demekmiş bu arada.
Casa Rosso, şovlarıyla ünlü mekanlardan. Ama biz izlemedik. O nedenle yorum yapamayacağım.
Keşif size kalmış.