Zerrin’in sesini ilk kez duyduğumda, Ladies & Gentlemen Musical Company‘nin rutin provalarından birindeydim. Henüz çalışmaya başlamamıştık. Arkadaşlarla sohbet ediyorduk. Birden bir ses duydum. Bir kontralto, Chicago‘dan When You’re Good to Mama söylüyordu. Konuşmayı kestim ve kimin söylediğine bakmak için salona girdim. Soluksuz dinlediğimi ve alkışladığımı hatırlıyorum.
Bizler, provalardan sonra aceleyle bir yerlere yetişen ve hep koşuşturan insanlardık, bu sebeple olsa o andan sonra Zerrin’le oturup iki kelam etmemiştim 🙂 Onu ancak yıllar sonra, 6 ayrı ses özelliğinden 6 kadın vokalist, Cengiz Ünal‘ın bir projesi olan Güzelİz için bir araya gelip çok sesli vokal müzik yapmaya başladığımızda tanımaya başladım. Etkileyici ve güçlü bir sesi,Türkiye için farklı bir çizgisi ve içini gerçekten inançla doldurarak yaptığı bir mesleği var. Bana göre ülkedeki en iyi rock ve blues yorumcularından biri. Kaliteli ve sıkı takipçisi olan bir hayran kitlesi var. Ankara ve İstanbul müzik çevreleri tarafından iyi tanınıyor. Keşke onun gibi bir müzik öğretmeniyle erken yaşta karşılaşmış olsaydım… Keşke..
Daha çok taze olan Geçip Giden, Zerrin Mete’nin ilk albümü. Nihayet, rock sounduna sahip albümden klipler de gelmeye başladı. Zerrin’le keyifli bir röportaj gerçekleştirdik:
Zerrin, bize biraz kendinden bahseder misin?
Ankara’da doğdum, büyüdüm. Üniversite eğitimimi Uludağ Üniversitesi Müzik Öğretmenliği Bölümü Şan Ana Sanat Dalı’ nda tamamladım. Okul bittikten sonra Ankara’da müzik öğretmenliğine başladım ve sahne çalışmalarıma ağırlık verdim. Sonrasında bir doğu görevi ve ardından İstanbul. 10 yıldır öğretmenlik ve sahne hayatıma burada devam ediyorum.
Müzikle ve sahneyle bağını ne zaman keşfettin?
İlkokulda sanırım. Çok ilgiliydim müziğe. Ortaokulda da Müzik öğretmenim Nazire Keten hocam beni müziğe yönlendirdi, sağolsun…
Bir müzik öğretmenisin. Bir çok meslekten tanıdığım yüzlerce insanı şöyle bir düşündüm. Herhalde öğrettiği şeyi en çok icra eden insanlardan birisindir. Müzik Öğretmenliği’ni bilerek, isteyerek mi seçtin?
Aslında Müzik bölümüne müzik öğretmeni olmak için girmedim ama elbette müziğin eğitimini almayı çok istiyordum sonrasında zor yanları da olsa mesleğimi çok sevdim.
Ben senin temponu biliyorum. Gündüz okulda ders veriyorsun, derslerden sonra öğrenci orkestrası veya korosunu çalıştırıyorsun, bazı akşamlar da çocukları opera izlemeye götürüyorsun. Sahne çalışmaların, koro çalışmaların… Bu enerji nereden geliyor?
Gelecek nesillerin sanatla yoğrulup dünyaya bambaşka gözle bakan aydın birer birey olmaları benim için çok önemli. Bunu öğrencilerime kazandırmaya çalışıyorum. Kaldı ki mesleğime önem vermeyeceksem yaptığım işe ihanet etmiş olurum.
Ülkenin en iyi liselerinde Müzik Öğretmeni olarak çalıştın. Şu an da en iyilerinden birindesin. Üstüne büyük bir sorumluluk yüklüyordur bu durum, değil mi?
Burada nasıl çalışıyorsam diğer okullarda da o şekilde çalıştım. Zira çalıştığım her okulda elimden gelenin en iyisini ortaya koymaya çalışmayacaksam bu mesleğin ulvi bir yanı kalmaz.
Sana tamamen katılıyorum. Öğretmenlik cidden çok özel, çok kıymetli bir meslek. Her öğretmen senin gibi olsa keşke diyorum. Sorumlululuğunun ve mesleğinin bilincinde olsalar.
Bir çok müzisyen genç yetiştirdin ve hala da devam ediyorsun, değil mi?
Evet bir sürü müzisyen öğrencim oldu yıllar içinde ve biliyorum ki daha da olacak.
Senin Müzik Öğretmeni olduğun liselerin koroları, grupları yarışmalarda pek bir başarılı oluyor. Çok ödül aldınız mı?
Daha önceki yıllarda yarışmalardan hep güzel ödüllerle döndük. Örneğin geçen sene Vodafone Liselerarası Müzik Yarışması’nda 3.lük aldık ve İtalya Sanremo Müzik Yarışması’nda Avrupa 1.si olduk ama bu sene de gerçekten çok büyük başarılara imza attık. Fizy Liselerarası Müzik Yarışması’nda En iyi İcra 1.liği, En İyi Erkek Solist 1.liği ve Sahne Performansı 3.lüğü aldık. Okan Üniversitesi Müzik Yarışması’nda da 1. olduk. Okul, Çok Sesli Korom Ankara ve İstanbul Koro Festivali’nden çok önemli ödüllerle döndü bu sene.
Tebrik ederim. Senin ve öğrencilerinin ödüllü performanslarının hızına yetişemiyoruz vallahi.
Hangi enstrümanları çalışıyorsun? Aklında listene ekleyeceğin yeni bir enstrüman var mı?
Piyano, gitar ve biraz yan flüt çalıyorum. Bu yaz bas gitar öğrenmek gibi bir hedefim var zaman bulabilirsem kısmet…
Hadi bakalım Zerrin. Yakışır sana. Gerçekten değişik bir sesin var. Türkiye’de doğal olarak az bulunan bir skaladasın, değil mi? Biraz anlatır mısın?
Ben Kontralto’yum. Kadınlarda kalın ses zaten az bulunan bir renktir. Benimkisi daha da az bulunuyor.
Ses grubun bir yana, tınısı ve rengi de fiziki görüntüne de ters, insan sarışın bir kızdan böyle bir ses beklemiyor.. Ama son dönemlerde artık bu algı yıkılıyor iyice. Anastacia’yı ilk dinlediğimde zenci sanmıştım ben 🙂
Evet görüntü ile ses her zaman benzerlik göstermiyor sadece Anastacia değil eskilerden Janis Joplin, Taylor Dane, günümüzden Amy Winehouse ve Beth Hart bunun en büyük örneklerinden.
Seçtiğin müzik dalı da özel, değil mi? Seni Rock ve Blues’da Türkiye’deki ilk 5 isim arasına ben rahatlıkla koyarım. .. Resmen belirli bir hayran kitlen var.
Sağ olasın. Ses tınım ve yorumum bu tarzlara daha yatkın ama Jazz’da da fena değilimdir 🙂
Müziğin en sevdiğin alanı nedir?
Klasik rock, blues ve jazz müziği çok seviyorum ama müzik öğretmeni olduğum için doğal olarak Opera ve Klasik Müziği de çok severim ve elbette halk ozanlarımızın seslendirdiği türkülerimizin de gönlümde yeri ayrıdır.
Geri vokal olarak çalıştığın bir isim oldu mu hiç? Yoksa sen en başından beri kendin önde olmak mı istedin?
Olmadı. Ladies & Gentlemen Musical Company ile İstanbul’a ilk geldiğim zaman Sezen Aksu’ya bir konserde eşlik etmiştik ama bir konserlik bir şeydi.
Hadi biraz geri gidelim… Manhattan Icedream Yeni Yetenekler Müzik Yarışması… Grubunun ismi neydi?
Senkron’du grubumun adı. 2000 yılında Türkiye’de düzenlenen ilk Uluslararası Müzik Festivali H2000 kapsamında Türkiye çapında yapılan müzik yarışmasında Ankara’dan katılarak 1. olduk. Sonradan grubun ismi değişerek Parmakizi oldu ve Universal’den bir single çıkardık.
Kent Orkestrası’nda solistlik dönemin nasıldı?
Çok güzel bir dönemdi. Dev bir big band orkestra ile şarkıları büyük konser salonlarında ve halka açık yerlerde seslendirmek gerçekten bir solist için çok kıymetli anlar.
RockZen… Hayatında önemli dönüm noktası diyebilir miyiz? Biraz hikayenizi anlatır mısın?
İstanbul’a ilk geldiğimde grup arayışına girdim. İnternet üzerinden uzun arayışlarımdan sonra Haldun Linomen (Rockzen’in ilk davulcusu) ile tanışıp grubun temellerini attık.
Sizi nerelerde izleyebiliriz?
Rockzen ile Taksim Dorockbar’da uzun zamandır sahne alıyoruz.
Çok sesli müzik, koro müziği ile de yakın bir bağın var. İstanbul Korosu, Güzeliz..
Evet, her zaman koral müziğe karşı büyük bir sevgim vardı. Ankara’da Ankapella, İstanbul’da Ladies & Gentlemen, Acapella Grup 34, Koral İstanbul ve kadınlardan oluşan vokal grubu Güzelİz ile uzunca süre müzik yaptım.
Müzikalleri de seviyorsun, nasıl tanıştın müzikallerle?
Müzikalleri çocukluğumdan beri severdim zaten. Üniversitede iken zaman zaman seslendirirdik. Konserlerde ve sahne çalışmalarımda da repertuarımda muhakkak müzikallerden örnekler olurdu.
Hadi o vakit biraz da albümden bahsedelim 🙂 “Geçip Giden” yeni çıktı. Hayırlı olsun. Heyecanlı mısın?
Aslında çok yeni değil Aralık’ın sonlarına doğru çıktı 🙂 Elbette insanın kendi solo albümünün insanlara ulaşması çok güzel bir duygu.
Albümde kimlerle çalıştın?
Ankara’dan yakın arkadaşım eski grubumun gitaristi Erkin Yanyalı iki şarkımın düzenlemesini yaptı ve gitarlarını çaldı. ‘Boşuna’ adlı şarkımın düzenlemesini ise Pilli Bebek grubundan Cem Kısmet yaptı.
En sevdiğin parça hangisi?
Benimle Ol
Albümle ilgili çalışmaların var mı? Klip geliyor mu mesela :)?
İki gün önce ‘Benimle Ol’un klibi yayınlandı. Youtube’dan izleyebilirsiniz. Ayrıca Spotify, iTunes, Deezer ve Fizy’den de dinleyebilirsiniz.
Seni solo olarak nerelerde görebileceğiz?
Geçtiğimiz hafta Galatasaray Lisesi Kültür Sanat Festivali kapsamında bir konserim oldu. 19 Haziran’da da Kadıköy Dorock XL’da bir konserim olacak.
Meraklılara duyurulur 🙂 Sahne sanatlarında sevdiğin başka bir alan var mı?
Tiyatroyu çok severim. Lisede ve üniversitede amatör topluluklarda oyuncu olarak çok uğraştım bu sanatla. Şimdi maalesef vakit ayırabilecek bir zamana sahip değilim.
Sahneden evvel bir ritüelin var mı?
Uykumu iyi almış olmak ve ses açmak. Sahnede bol su içmek.
Sahne öncesi muhakkak yaptığın bir egzersiz var mı, uzun saatler canlı performans için ne yapıyorsun?
Standart egzersizlerimi yaparım hep. Sesi iyi ısıtmak lazım çünkü yaptığımız müzik ve sahnede kalma süremizin uzunluğu dikkate alındığında, ses sağlığımı kaybetmemem için bu çok önemli.
Sahne sanatlarıyla uğraşan insanların bedenlerinin güçlü olması avantaj mıdır?
Evet uzun sahne performanslarında güçlü bir beden sizi gecenin sonuna kadar güçlü bir şekilde taşır.
İyi yabancı dil de önemli tabii ki…
Eğer uluslararası müzik ile ilgileniyorsa müzisyen, iyi konuşamasa da iyi telaffuzu olmalı tabii.
Yıllardır, alanında ikonlaşmış mekanlarda sahne alıyorsun. Sen de bir gün kendi mekânın olsun ister misin?
Yok istemem çünkü çok zor bir iş. Ben o kadar zaman ayıramazdım.
Bir enstrüman olsan ne olurdun sence?
Piyano
Müziği hangi renkle bağdaştırırsın?
Müzik tek renkle bağdaşmaz bence içinde bir yığın renk barındırıyor çünkü.
Laz uşağısın ama Beşiktaş’lısın. Değil mi?
Karadenizliyim ama Fenerbahçe’yi tutuyorum, ancak fanatik değilim. Ayrıca Beşiktaş’ı da severim.
En beğendiğin müzikaller – ilk 3?
Rent
La La Land
Hastasıyım dediğin şarkıcı / müzisyenler?
Janis Joplin, Beth Hart, David Covardale, Freddy Mercury, Bon Jovi, Joe Cocker, Tom Jones, Ella Fitzgerald, Sarah Voughan.
İdolümdür dediğin oyuncular?
Meryl Streep, Anthony Hopkins, Kate Winslet, Sean Penn.
Önüme her çıktığında izlerim dediğin film?
The Notebook, Yüzüklerin Efendisi serisi, Esaretin Bedeli, Matrix serisi.
Beni yürekten vurdu dediğin müzikal?
La La Land
Ruhunu, beynini, gönlünü rahatlatan müzikler nelerdir?
Bach ve Chopin’in eserleri
Son bir yıldır okuduğun, dinlediğin, izlediğin oyun, film, kitap, konserler, gittiğin sergiler içinde seni en çok etkileyen 3 eser?
Sinema filmi olarak Manchester by the Sea, Gece Hayvanları ve La La Land.
Konser olarak Beth Hart konseri.
Kitap olarak ise Felsefenin Tesellisi – Alain de Botton, Ağaçtaki Kız – Şebnem İşigüzel, Sputnik Sevgilim –Haruki Murakami.
Sahneyi seçmeseydin ne olurdun?
Tiyatro sanatçısı veya pilot olmak isterdim.
Burcun, yükselen burcun nedir? Astrolojiye inanır mısın??
Burcum Yay, yükselenim Balık. Aşırı olmamakla birlikte astrolojiye inanırım.
Yemek? Sever misin, yapar mısın?
Elbette severim ama sıklıkla yapamıyorum maalasef.
İstanbul’da nefesini açan yerler?
Moda, Adalar ve Beşiktaş.
İstanbul dünya olsaydı, kültür başkenti hangi ilçesi, semti olurdu?
Kadıköy veya Beşiktaş olurdu.
Türkiye’de gitmeyi sabırsızlıkla beklediğin “o tatlı tatil köşen”?
Datça ve Olimpos’u görmedim oraları görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
Şu dakika yurt dışına gidebilirsin desem? Neresi?
Çok yer var gitmek isteyeceğim ama en çok ABD, Norveç veya İsveç olabilirdi.
Yurtdışında izlediğin ve asla unutmadığın bir performans?
İtalya’da izlediğim Dünya Ülkelerinin Koral Performansları. Türkiye’de ise Whitesnake, Bon Jovi, Beth Hart, Scorpions, Kızıl Ordu Korosu konserlerini ve Amerikalı bir ekibin sergilediği Phantom Of The Opera müzikalini unutamam.
Türkiye’de yetenekli çok insan var ama..
Hepsi istediği müziği istediği şekilde sunup beklentisini bulamıyor.
Sanat konusunda ne durumdayız?
Pek parlak durumda değiliz maalesef. Hızla tüketilmesi için pazarlanan bir yığın melodi…
Genç sanat meraklılarına aktarmak istediğin bir şey var mı?
Klasik gelebilir ama başarının yolu çok çalışmaktan, kendini geliştirmek için çabalamaktan, kendine inanmaktan ve pes etmemekten geçiyor.
Bize vakit ayırdığın için çok teşekkür ederiz.
Ben teşekkür ederim.