TBWA Orta ve Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Başkanı Cem Topçuoğlu, Eyvah Şirketim Zirvede başlıklı sunumunda, hikayesini TBWA büyümesi üzerinden anlattı. Keyifle çalışan insanlar, mutlu müşteriler, güzel portföy.. Görüntüde her şey müthiş.
Omnicom Üniversitesi ile Harvard Business School’un ortak programı olan İleri Yönetim Programı’ nda kürsüsü olan öğretim görevlisi Nancy Koehn’in “şirket hayat eğrisi teorisine göre şirketlerin başarılı oldukları zaman bir platoda kaldıkları bir süreç var, bu platoda ne kadar kaldıkları şirketlere e davranışlarına göre değişiyor, her şeyi aynı anda doğru yaparlarsa tekrar yukarı çıkarlar ya da aşağı inmeye başlarlar” açıklamasıyla Topçuoğlu’nda soru işaretleri oluşmuş. Kendi şirketi için de rapor yazması gerekiyormuş. Kendisi, her şeyi değiştirip baştan yaratacağını bildirmiş. Nancy Koehn’in yanıtı şu olmuş: “Bunu yapabilirsen, başarılı olursan bunu bir vaka hikayesi olarak alacağız”.
2006-2007 yıllarında şirketin %75′ ini insanlar ve iş modelleri açısından değiştirmişler. “Değişimi yaratmazsan değişim seni şekillendirir.” dedi Topçuoğlu.
Şimdi o programda, bu bir vaka olarak okutuluyormuş ve 1. sınıf programının ortasına koyulmuş. Bir CEO, Topçuoğlu’nun kendi vakasını anlattığı sırada kendisine insanın bozuk olmayan bir şeyi neden tamir etmesi gerektiğini sormuş. Topçuoğlu , birçoğumuzun kafasında oluşan bu soruya Molière‘in “Sadece yaptıklarımızdan değil aslında yapmadıklarımızdan da sorumlu tutuluruz” sözüyle yanıt vermiş.
“Kendim sıkılmışken ve motive edilmeye ihtiyacım varken başkalarını nasıl motive edeceğim?”
Ajans yeni vizyona göre insanları neden değiştirmedi de çıkardı ve yeni insanları işe aldı?
TBWA Yönetim Kurulu Başkanı Jean Marie Drue, “bir şirkette neyi değiştireceğini ve neyi değiştiremeyeceğini de iyi analiz etmelisin”, der.
Topçuoğlu, sunumuna o dönem içinde ajansı zirveye taşıyanların bir sonraki dönemde de kendilerini zirveye taşıyacaklarının garantisi olmadığının altını çizerek devam etti: Sonuçta insanların kendilerinin o eğitime ne kadar katkı verebileceği ancak kendisiyle alakalı!
Herkesin kendisine benzeyen insanlarla çalışmak istediğini de sözlerine ekledi.
Hiçbir zorunluluk olmadan değişimi kurumun kültürü haline getirebilir miyiz?
Bu en önemli soru. Topçuoğlu’na göre şirket hayat eğrisine sürekli bakmak ve üzerine düşünmek, zirve sarhoşluğuna çok girmemek gerekiyor. Biraz paranoyak yaşamak gerekiyor, tabii ki başarıyı kutlamak ama bu kutlamanın çok uzun sürmemesi gerekiyor. “Farklı insanlarla çalışmayı bir kültür haline getirmeyi öğrendik. Biz hep beta pozisyonundayız diyoruz.” diyor.
Esnek bir yapı oluşturmuş durumdalar. TBWA ekibinde t-şekilli insanlar var. Dikey olarak bir konu çok bilgisi olan, ancak yukarıda da birçok konuda hobisi ve ilgisi olan insanları işe almaya çalışıyorlar ve açıklığa da çok önem veriyorlar. Türkiye’de bir start-up ajans ekosistemi oluşturmaya çalıştıklarını belirtiyor Topçuoğlu. Yıkım kavramının temel felsefeleri olduğunu da ekliyor.
Her an açık algılar. Genel büyük veriden topladığımız bilgileri bir filtreden geçiriyoruz, dünyanın her yerinden her an gelen bilgileri kullanıyoruz. Global spotter ağımız var. Dünyanın her yerinden spot ettikleri, Instagram mantığıyla işleyen, trendleri, gündemi, kültürü takip edebileceğimiz bir sistemimiz var. Sistemin, gündemin enerjisi ajansın içinde. Müşteri brief vermeden proaktif olarak biz bu iç görüleri görerek müşteriye dönüyoruz.
Asıl rekabet gündemle, çevreyle ve kültürle.. Bu bir süreç meselesi: Otomobil sadece otomobille mücadele etmiyor. Gündemi iyi yakalamak lazım. Şirket eğrileri eskisi gibi senelerle değişmiyor, günlük olarak bunu takip etmek lazım. Sürekli değişen bu dinamik çevreyi yaşamak ve değişimle başa çıkabilmeyi gerektiriyor..