Az evvel Aygaz’ın yeni reklam filmine denk geldim. Çok hoşuma gitti. Hemen paylaşmak istedim. Güzel bir örnek olmuş. Anladığım kadarıyla, film TBWA\ISTANBUL tarafından hazırlanmış. Yönetmenliğini Ozan Açıktan üstlenmiş. Hemcinslerim Aygaz Otogaz ve Dökmegaz Pazarlama Müdürü Nilay Güler ile TBWA yaratıcı ekibinin başındaki İlkay Gürpınar başta olmak üzere emeği geçen tüm ekibin ellerine sağlık demek istiyorum. Pazarlama ve reklamcılık alanlarında eğitim alan insanlara, stajerlere ve genç meslektaşlara “ayrı ayrı tüm segmentleri kapsayacak şekilde tek seferde neredeyse tüm müşteri kitlesiyle konuşacak bir reklam nasıl olur?” sorusuna yanıt olacak bir kaç örnek vermek gerektiğinde, bu reklam iyi bir örnek olabilir. Ben bu reklamı stajerlerime muhakkak gösterirdim, ekibimle muhakkak paylaşırdım 🙂
Müşterilerimiz kimler? Demografik özellikleri nedir? Hangileri genellikle hangi saat dilimlerinde hangi şubemize gelirler? Yanlarında kimlerle gelirler? Gelen bu müşterilerin koşulları, beklentileri, ihtiyaçları, alışkanlıkları ve gereksinimleri nelerdir? Geldiklerinde neler yaparlar? O sırada ne alırlar? İstasyonda hangi fasiliteleri kullanırlar? Ne kadar kalırlar? Bu insancıkların içlerinden ne geçer, akıllarında ne olur? Kendimizi onlar için bir benzin istasyonunun benzin kokusu, zoraki alışveriş veya acil tuvalet molası gibi tatsız betimlemelerden nasıl uzaklaştırırız? Müşteriler için nasıl sıcak bir durak haline geliriz? Müşterilerimiz olmayanları nasıl çekeriz? Nasıl kampanyalar, nasıl fırsatlar, nasıl bir iletişim? 24 saati nasıl en optimum halde kullanırız? Müşteri memnuniyetini nasıl maksimize ederiz? Bu çok derin ve büyük bir konu! Bu yazıda müşteriyi tanımak, müşteri ilişkileri yönetimi vs konularında detaya girmek gibi bir niyetim yok! Öyle bir yerimiz yok 🙂
Ben bu verilerin reklama yansımasına çok özet bir şekilde değineceğim: (Malum herkes pazarlamacı olabilir ya hani, hani ne var ki iki iletişim yapmakta, hani para olduktan sonra bunları dedem de yapar ya,hani bu pazarlamacılar ve reklamcılar hep boş işlerle, antin kuntin olaylarla uğraşıyorlar yaaa!!! Öyle miymiş, görelim! )
Çalıştığımız kurumlarda, işyerlerimizde, şirketlerimizde ve kendi girişimlerimizde bir şekilde sahip olduğumuz veri tabanımızda çok kıymetli veriler birikir: Bunlar indepth, fokus grup gibi çeşitli kalitatif yöntemlerle elde edilebilirler. Envai çeşit ve genişlikte anketler gibi kantitatif metodlarla biriktirilebilirler. Social media intelligence gibi online platform analizleriyle ulaşılabilirler. Satış ekiplerinin gözlemleriyle, sahadan akan verilerle, satış ilişkili rakamlarla toplanabilirler. Lojistik süreçlerinden akabilirler. Rakip, trend, reklam ve medya takip analizleriyle bulunabilirler. Satın alınan, markaya ait, kazanılan medya kanallarından gelebilirler. İşbirlikleri, kampanyalar vb kaynaklardan da toparlanabilirler. Sonuçta, veri elde etmek için onlarca yöntem var. İşte bu veriler, iletişim işlerine de doğrudan hizmet eder. Sürekli yinelenen araştırmalardan süzülen bu verileri çeşitli açılardan birleştiren, düzenli ve farklı yönleriyle değerlendiren iyi pazarlamacılar, bunları süzer, içlerinden güzel özet bilgiler çıkartırlar. Tartışır, düşünür, taşınır, müşterilerine dair insightları bulurlar. Reklam kanadındaki çalışma arkadaşlarıyla ellerindeki bu verileri paylaşırlar. Yani ya bir meselenin altını çizmek ya bir ihtiyacı gidermek ya imaj iletişimi vb amaçla yapılan reklam iletişiminde, veri çok önemlidir. Reklam ekipleri veriden hareket eder, hayal güçlerini, zekalarını, birikimlerini, akıllarını, yeteneklerini, deneyimlerini, bir yerde Gülse Birsel’in de geçenlerde altını çizdiği üzere ‘elit’ sermayelerini ortaya koyarlarsa, sonuç işte böyle etkileyici olabilir.
Bu reklam filmi, hem müşteri verilerinin güzel bir analizi hem yaratıcı ekibin ince, titiz ve akıllı çıktısı. Sıcak, kokuşmayan, amaca hizmet eden bir reklam. Nasıl desem:? Pazarlama bilimi açısından da reklamcılık açısından da ‘BENCE” güzel bir örnek! Emeği geçen herkesin tekrar ellerine sağlık!
KalDer ve Ipsos ortaklığında düzenlenen Türkiye Müşterinin Sesi Araştırması sonuçlarına göre, Aygaz Otogaz, “müşteri bağlılık seviyesi en yüksek otogaz markası” imiş. Ben otogazcı değilim. Ve şimdilik Opet’in temiz tuvaletleri, BP’nin taşıtmatikleri ve nazik personeli yüzünden bu iki markayı seviyorum. Ancak otogaz müşterisi olsaydım, Aygaz’a an itibariyle çok sıcak bakardım sanıyorum. Nice work!