Amsterdamlılar ve genel olarak Hollandalılar sevimli insanlar. Şehirde bunu her an hissediyorsunuz, müze ve galerilerdeki sanat eserlerinde, tablolarda, park, bahçe, bina cephelerinde ve köprülerdeki sıcak estetikle, çocuklarıyla bir arada yaşayan takım elbiseli ebeveynlerin yüzlerinde bu sevimliliği görebiliyorsunuz.
Çocuklar hep hayatın içinde ve çok güzeller. Karnı burnunda bisikletiyle işe, alışverişe giden anneler, önünde bebek, arkasında 3-4 yaşındaki çocuklarıyla bisiklet süren takım elbiseli babalar, bisikletlerinin önlerindeki kasalarla 2-3 çocuğunu birden taşıyan ebeveynler, ailelerin yanlarında sevimli köpekler..
Müzeleri gezdikten sonra bunu daha da net gördüm. Eşimle paylaştım. O da bu tespitimi doğru buldu: Geçmişten günümüze gelen Flaman/Felemenk resminin örneği olan birçok tabloda sıkça bir bahçede, bir masada, bir tarlada, bir su kenarında çeşitli şekillerde zaman geçiren aileler görüyoruz. Masada da olsalar, yerde bir bezin üstünde de, bahçede farklı yerlerde de, plajda kumların üstünde de tarlada çalışırken de.. Yanlarında hep çocuklar var ve hep de köpekler… Yaşlılar da… Bizce kültür olarak kalabalık çekirdek aile kavramının yoğun yaşandığı, çocuk ve özellikle köpek sever bir yapıya sahip, sıcak ve sevimli, güler yüzlü insanlar bizce.
Bir gün parkta dolanırken bir aile gördük. Baba, anne, iki çocukları yanlarında bisikletle yavaş yavaş yürüyorlardı, çünkü ailenin 1,5 -2 yaşındaki en küçük üyesi, bisiklet öğrenmeye çalışıyordu, yalancı bir bisikleti vardı ama tüm aile bireyleri gibi o da ileride ustalıkla kullanacağı bu ulaşım aracı için kendince hazırlanıyordu.
Bebekleri ve çocukları gerçekten çok güzel, ayrıca Avrupa’da bazı ülkelerde olduğunun aksine size gülüyor, sizinle iletişime giriyorlar ve ebeveynleri de bu durumu destekliyor, buna katılıyorlar. Bu da çok şaşırtıcı.
Anormal uzun insanlar. Dikkat çekici bir uzunlukları var. Çok zayıf da değiller bu arada 🙂 Ama hepsi bisiklet sağ olsun sportif ve güçlüler.
Sıcak, yardımsever, nazik insanlar. Rahat insanlar. Akşamları kanallarda yürürken evlerin perdelerinin tamamen açık olduğunu görüyorsunuz. Kimi çalışıyor, kimi kitap okuyor, kimi televizyon izliyor, kimi çocuklarıyla oynuyor. Bu rahatlık çok hoş. Gördüğüm kadarıyla da evlerinin içleri de son derece estetik ve hoş bir tasarım anlayışıyla dekore edilmiş. Duvarlarda tablolar, pencere önlerinde estetik saksılar ve vazolar, içlerinde dev dev çiçekler… Çok güzel.
Bu arada, ortalıkta çok fazla sarhoş ve fanatik İngiliz grup gördük. Gürültülü ve yorucu ve kafaları iyi olduğundan rahatsız edici olabiliyorlar.